1981 New York Times gazetesinde adı konulmamış AIDS hastalığından ilk söz edildiği andan itibaren küçük bir arkadaş çevresinin hayatını konu alan film; ilk olarak "Eşcinsellerle İlişkili Bağışıklık Bozukluğu" olarak anılan hastalığın etkisini ve yaşamlar nasıl harap ettiğini izliyoruz.
Corona Pandemi döneminde de anlaşıldığı üzere bu tarz hastalıklar patlak verdiğinde bir grup ya da gen yapısı üzerine atıfta bulunulduğuna hepimiz şahit olduk. Hatta "Türk insanının gen yapısı gereği bulaşmıyormuş" gibi oldukça sığ bir düşünce bile ortaya atılmıştı zamanında. Maalesef AIDS'in ilk duyulması ve sinsice yayılması sonucunda o zamanki insanlar bunun sadece eşcinsellere bulaşan ve onlar arasında yaygınlaşan ve sadece onları hasta eden bir hastalık olarak lanse edilmişti. Şimdi bile AIDS denilince ilk akla gelen maalesef eşcinsel ilişki oluyor.
Filmde de hastalığın ilk duyulması ile eşcinsel meclislerinde ve arkadaşlar arasında bunun eşcinsellere ve onlar içinde de bazı "kesimlere" ait olan bir "ileri derece zatürre" olarak lanse edilmesi ama yıllar geçtikçe etraflarındaki sevdikleri kişilerin tek tek gitmesi ile "kafaya dank" etmesini acı bir şekilde izliyoruz. Sadakat, korku, bilinmeyene karşı olan tedirginlik, aşk, sevgi ve dostluk kelimelerinin altını dolduran filmi izlerken üzerinden 40 yılı aşkın bir sürenin geçmesine rağmen bu illete halen net bir şekilde çözüm ve tedavi bulunamamasına "hayret" ediyor insan.
Bilim bu kadar ilerlemişken çözümü geciktirmek bazı tekellerin elinde mi acaba?
Filmin Türkçe altyazısı için tıklayın...
ogaybendegay blogumdaki AIDS ile ilgili yazılara ulaşmak için tıklayın...
0 yorum:
Yorum Gönder