Filme her ne kadar 7 puan versem de falso tarafları yok değil. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki filmin senaryosunu yazan kişi Türkiye ile ilgili tüm duşlara basmış resmen. Katıldığınız yerler olabileceği gibi "Yuh uluslararası gösterimi olabilecek bir filmde Türkiye'yi de bu kadar dibe sokmak da ne biliimmm" diyebilir insan.
Mesela;
- Türkiye'de; yabancı turiste veya gurbetçiye karşı uygulanan fahiş fiyat politikası doğru. Yapmayan yoktur. Otellerin 2 kuruşluk içkiyi 10 kuruşa itelemesi gibi vs.
- Yurtdışındaki Türk kökenlileri anladık da Türkiye'dekilerin de bozuk gurbetçi Türkçe'si (!) Aydın'ın Söke ilçesinde geçtiğine kanaat getirdiğim görüntülerdeki kişiler yerel halktan seçilse daha uygun olurdu gibi. Oyunculuklar genel olarak vasat.
- Yıl 2012 kullanılan taksi, kadraja giren görüntüler, insanlar ve arabalar 1980 yılından kalma gibi. Bu yabancı yönetmenlerin Türkiye'ye karşı uyguladıkları Ortadoğu ülkesi yakıştırması sıktı artık.
- Taksici ve yaptığı hareketi kabul etmek mümkün değil o kadar da değil.
- Otel çalışanlarının yaptıkları apartlarda bilemem ama o kadar da değil bence.
Gelelim filmin konusuna;
İbrahim (Bram) ailesine karşı gizli eşcinsel olsa da eşcinsel barlarına takılmaktan geri durmamaktadır. Ailesinin en büyük oğlu olduğu için göz bebeğidir falan. Evlenme çağı geldiği için de gerek akraba çevresi gerekse ailesi tarafından baskı altındadır. "El alem ne der" noktasında İbrahim, Türkiye'de olan amcasının kızı Elif ile evlenmek durumunda kalacaktır. İbrahim için de bu durum güzel bir paravandır aslında. Kevin ise Belçikalı diğer gencimiz. İbrahim'in radarına girmiştir ama Kevin'in eşcinsel olup olmadığını bir türlü kestirememektedir. En nihayetinde kuzeni ile evlenmek için Türkiye'ye gelecek olan İbrahim, Kevin'i de yanında gelmesi için ikna eder. Bakalım bu yolculuk nasıl sonuçlanacaktır?
Filmin değindiği bir başka noktayı da aktarayım ki bu duruma %100 katılıyorum...
Fas, Cezayir, Tunus, Mısır ve bilumum Ortadoğu ülkesindeki şiddet, açlık, sefalet, savaş, şeriat gibi durumlardan, daha özgür ve daha insanca yaşamak için Medeni ve Laik ülkelere kaçan bir çok zat gittiği ülkede kanı bitlenince o ülkeyi kendi inanış ve görüşlerine uymaya zorlamaktadırlar. Kaçtıkları şeyleri orada dikte etmeye çalışan bu kımılları o ülkelerin geldikleri yerlere geri postalamaları elzemdir. Oysa kimse nasıl yaşamaları gerektiğini, neye inanmaları gerektiğini ya da inançlarını sorgulamamaktadır. Özgürce yaşamak yerine başkalarının da yaşam alanına tecavüz etmeyi ne hikmetse kendilerinde hak olarak görmektedirler. Yazık.
Bir diğer noktada filmin genel olarak Türkiye kökenlileri "alında iyiler Arap'ta değiller asıl pis olanlar her kötülüğün başı Araplar" mesajlı göndermeleri de göz boyaması mı desek ne desek bilemedim. Evet Arap değiliz ama her Arap'ta kökten dinci değil! Film gerçekten ortaya karışık bir kebap olmuş :P
Filmin Türkçe altyazısı için tıklayın...
0 yorum:
Yorum Gönder