Öncelikle başrol oyuncusu Rick Okon'un oyunculuğuna ve performansına hayran kaldım. Filmden sonra araştırdım bu eleman gerçekten de trans birey mi diye ama değil. Kadın'dan erkeğe Transgender karakterini gerçekten çok iyi oynamış.
Kişinin cinsel kimliği ile biyolojik cinsiyetinin örtüşmediği duruma "transseksüalite" denir. “Transgender” kavramı 1970lerde ilk kez Virginia Prince tarafından, “sahip oldukları üreme organlarına göre beklenilenin dışında cinsiyet kimliği özelliklerini tam zamanlı sergileyen kişiler” olarak tanımlanmıştır.
20 yaşındaki Lukas (Rick Okon), cinsiyet değiştirme tedavisini adım adım uygulayan kadından erkeğe (FTM) bir Trangender erkektir. Lezbiyen olan ve dostlukları çok öncesine dayanan Ine ile olan arkadaşlığı, değişim sürecini ve asimile olmasını kolaylaştırır. Ine onu Köln'deki eşcinsel yaşamla tanıştırdıkça Lukas'ın romantik dünyası da değişmeye başlar. Eşcinsel olan Fabio'ya karşı giderek daha fazla ilgi duymaya başladıkça, işler giderek daha da karmaşık hale gelecektir.
Erkek olmaya çalışan bir kadının yine başka bir erkeğe karşı duygu geliştirmesi "o zaman ne gerek var erkek olmaya kadın olarak kal" diyeceklerini duyar gibiyim. Olay aslında "erkek olmak / erkek gibi hissetmek" ile alakalı. Aslında film bu durumlara yabancı olanları da bir nebze olsun araştırma yapmaya itecek cinsten.
Filmde kadından erkeğe cinsiyet geçişini tamamlamak için uğraşan Lucas'ın yine başka bir erkek olan Fabio'ya olan ilgisi için "aslında olmak istediği, içinde yaşattığı beden" de diyebiliriz.
Filmin Türkçe altyazısı için tıklayın...
0 yorum:
Yorum Gönder