Filmin ismi daha çok dikkat çekmek için seçilmiş olsa gerek. Film direkt eşcinsel içerikli olmamakla birlikte endirekt olarak eşcinsel film tanıtımı ve paylaşımı yapan sitelerde görebilirsiniz. Ayrıca başrol kahramanımızın komşusunun oğlu da "eşcinsel vibes" vermekte.
Bu filmin özelinde aileleri uyarmak istiyorum ki çocuklarınızı iyi gözlemleyin. Onlardaki değişimleri iyi takip edin. Özellikle ergenlik dönemlerinde "ergenliktir olur böyle şeyler" demeyin. Gerekirse psikolojik destek almaktan çekinmeyin. Zira özellikle internet ortamı kimileri için bir hazine iken kimileri için cehennem olabiliyor. Her çeşit kişiyle karşılaşmak mümkün. Oyun adı altında çocukların ve gençlerin beyinlerini yıkayan nice site ve oyun var. Filmi izlediğinizde de demek istediklerim kafanızda oturacaktır.
Ergenliğin sancılarını çeken bir çocuk çevrimiçi bir intihar oyunu oynamaktadır. 50 gün, 50 meydan okuma. Film, isimsiz, uzun saçlı bir genç kahramanı (Ange Dargent) görünmez dünyasında takip ediyor. Çevrimiçi bir oyuna boyun eğiyor ve elli gün boyunca elli görevi kabul ediyor. İlk meydan okumalar zararsızdır, ancak yıkıcı hale gelir ve nihai meydan okumaya doğru tırmanır. Yol boyunca, fiziksel eşyalar, kendi fotoğrafları vb. dahil olmak üzere varlığına dair her türlü ipucunu ortadan kaldırmaya başlar. Yavaş yavaş, nihai hedefin sadece ölüm değil, aynı zamanda dünyadaki zamanına işaret eden her şeyi tamamen silmek olduğu anlaşılır.
0 yorum:
Yorum Gönder